
AKP iktidarında din ve laiklik konuları sıklıkla tartışılıyor.
Fakat bunlar klişe tartışmalardan öteye gidemiyor.
Zira bu tartışmalar, dinin, bilim, felsefe ve toplumsal ilerlemeyle ilişkisinin ne olduğu ve ne olabileceğini irdelemiyor.
İşte Taner Timur’un elimizdeki çalışması, İslam, akılcılık, toplumsal devrim ve karşıdevrim sorununu çok yönlü bir bakışla tartışıyor.
Kitap, uzun bir girişi takip eden dört kısımdan oluşuyor.
İlk kısımda, İslam’ın 7. yüzyılda, Mekke’de, hangi toplumsal ve düşünsel dönüşüm koşulları içinde doğduğunu inceliyor.
Burada, Abbasiler döneminde eski Yunan felsefesi ve akılcılık ile buluşarak Ortaçağ’da ilk aydınlanma kıvılcımlarının çakılışı, fakat bir süre sonra bu ilk aydınlanma sürecinin bir karşıdevrimle nasıl bastırıldığı ele alınıyor.
Timur izleyen dönemde de, Sünni İslam’ın üç boyutlu (fıkıh, kelam ve tasavvuf) gelişme çerçevesinde rasyonalizmden nasıl koptuğunu ve Batı Avrupa, Farabi, İbn Sina, İbn Rüşd gibi çağlarının ilerisinde düşünürleri de özümseyerek Ortaçağ’ı aşarken, İslam’ın akıldan gittikçe uzaklaşarak nasıl karanlığa gömüldüğünü gözler önüne seriyor.
Timur, bu hazin gelişmenin, Müslüman dünyanın neden daha sonra sömürge statüsüne dönüştüğünün anahtarını verdiğini belirtiyor.
Yazar çalışmasının ikinci kısmında ise, bu tartışmayı Cemaleddin Afgani’nin kozmopolit “anti-kolonyalist” kavgası ile Hindistan’da Seyit Ahmet Han’ın “işbirlikçi reformizmi” bağlamında izliyor.
Bu sorunu Osmanlı ve Türkiye örnekleri üzerinden de izleyen Timur, din, toplum ve siyaset ilişkisi alanında tezleriyle etkili olmuş üç ismin, yani Namık Kemal, Mehmed Akif ve Necip Fazıl’ın düşünceleri çerçevesinde inceliyor.
- Künye: Taner Timur – İslam, Laiklik ve Aydınlanma Savaşı, Yordam Kitap, siyaset, 270 sayfa, 2019