Süleyman Demirel’e “baba” diyorlardı, fakat kendisinin babalıkla uzaktan yakından ilgisi yoktu.
Örneğin azılı bir sağcı ve antikomünistti, ayrıca iflah olmaz bir pragmatikti.
Hiçbir büyük meseleyi çözmezdi, en fazla onların çevresinde dolanırdı.
O, milliyetçi, muhafazakâr, demokrat, liberal ve daha birçoğuydu.
Sayısız meslektaşını kıskandıracak uzunluktaki siyasi kariyerinin sırrı aslında onun değişime ayak uydurabilme kapasitesinde saklıydı.
Başka bir deyişle Demirel, zamanın ruhunu anlayıp ona göre davranmayı kendine şiar edinmiş, bu uğurda prensiplerini bir kenara bırakmaktan çekinmeyen siyasetçi tipinin kusursuz bir örneğiydi.
İki askerî darbe, sayısız koalisyon, yedi kez başbakanlık ve sonrasında cumhurbaşkanlığı ile Süleyman Demirel’in Türkiye siyasetinin en önemli aktörlerinden biri olduğu yadsınamaz bir gerçek.
İşte Murat Arslan’ın bu çalışması da, Süleyman Demirel’in zengin bir portresini sunuyor.
Arslan, Demirel’in 1924-1960 arasını kapsayan çocukluk ve yetişme döneminden başlayarak 1960’tan itibaren siyasi arenadaki yükselme sürecine, Türkiye’nin karmaşık zamanlar geçirdiği 1971-1980 arasındaki dönemde Demirel’in tutumuna, oradan Başbakanlık yıllarına ve nihayet Cumhurbaşkanlığı sürecine uzanıyor.
Demirel’in hayatı ve siyasi mücadelesi üzerinden Cumhuriyet’in ilk yıllarından 2000’li yıllar Türkiye’sine uzanan ve bunu yaparken karşımıza zengin ayrıntılar çıkaran kitap, hem iyi bir siyasi biyografi hem de özgün bir yakın tarih okuması.
- Künye: Murat Arslan – Süleyman Demirel, İletişim Yayınları, biyografi, 271 sayfa, 2019